Afyon Kampüsü

İlkokula Başlarken! Yepyeni deneyimler ile dolu olan bu dönemde uyum sürecini kolaylaştırabilmek için neler yapabiliriz?

İlkokula Başlarken! Yepyeni deneyimler ile dolu olan bu dönemde uyum sürecini kolaylaştırabilmek için neler yapabiliriz?

31 Ağustos 2024 Cumartesi
Değerli  1. Sınıf Velimiz,

Uzun bir yazın ardından ders zilimiz yeniden çalıyor. 1. sınıfa başlayacak öğrencilerimiz ve siz velilerimiz için, okulların açılması mutlulukla  karışık heyecan duygusunu beraberinde getirebilir. 1.sınıf çocuklarımız için; yeni kurallar, sorumluklar, öğretmenler ve arkadaşlar demektir. Bu yıl diğer yıllara göre çok daha fazla sabır, titizlik ve dayanıklılık isteyen bir yıldır. Çünkü çocuğumuzun gelecekteki eğitim hayatının temeli olacaktır. Peki onlar için yepyeni deneyimler ile dolu olan bu dönemde uyum sürecini kolaylaştırabilmek için neler yapabiliriz?

 

Okulun özellikle ilk günlerinde anne-baba tutumları  çok önemlidir. Büyüklerin korku ve kaygıları kolayca çocuklara geçebildiği için, bu dönemde sakinliğinizi korumalı ve bu duyguları çocuklarımıza hissettirmemeliyiz. Çünkü çocuklarımızın okula olumlu başlangıç yapması, onun akademik ve sosyal başarısını etkilemektedir. Yani öncelikle siz iyi olun ki çocuğumuz kendisini iyi hissetsinJ

*Çocuğunuzun okula sağlıklı uyumu için okul başlamadan önce ‘okul kavramı ‘ aile içerisinde konuşulmalı ve belirsizlik ortadan kaldırılmalıdır. Okul sistemi hakkında kısa bilgiler verilmelidir. Örneğin, okula kaç gün gideceği, günün hangi saatleri orada olup, sonra yine eve döneceği, okula giderken kiminle gideceği anlatılmalıdır. Okul bittiğinde çocuğunuzu kaçta ve nereden alacağınızı belirtebilirsiniz. Ayrıca okulda öğretmeniyle güvende olduğu, ama bir sorun olursa, ona yardım edecek pek çok kişinin orada olduğu(sınıf öğretmeni, rehber öğretmen, okul yönetimi)ona anlatılmalıdır.

*Ebeveynler baskıcı bir tutum sergilemeden çocuklarımızı okula teşvik etmeli, okulun ve öğrenmenin önemini  paylaşmalılardır. Sabırlı davranmalı, sesinizi yükseltmeden kendi okul anılarınızı anlatıp onu anladığınızı dile getirip, kaygısını paylaşabilirsiniz. Bunu durumu somutlaştırabilmesi adına kendi okul fotoğrafınızı gösterip okulun güzel yanlarından bahsedebilirsiniz. Çocuğunuza okulda güvende olacağını söyleyebilirsiniz. Çocuğunuz okuldayken   mutlu olduğunda, sizin de mutlu olacağınızı belirtebilirsiniz. Herkesin bir sorumluluğu olduğunu çocuğunuzun görevinin de okula gitmek olduğunu onun anlayabileceği bir dilde paylaşabilirsiniz.

*Vedaları kısa tutmak çocuğumuzun okula alışmasını kolaylaştırır. Ebeveynlerinden ayrılmak istemeyen çocuklarımız vedalaşmaları uzatmak isteyebilir. Ailesinin sınıfa girmesini, okulda yanında bulunmasını talep edebilir. Ancak okul ortamında anne-babanın varlığı, çocuğun okula alışmasını, okulda bir birey olarak diğer çocuklar gibi hareket etmesini güçleştirir, dolayısıyla okul uyumunu da geciktirir. 

*Çocuğumuzu sürece dâhil etmek, çocuğumuz ile  birlikte okul alışverişine çıkmak, alınan malzemelerde  onun da fikrine başvurmak, okul için teşvik edici olabilir.

* Ailelerimiz  ve okulumuz arasında kurulacak güçlü bağ olası tüm sorunların en kısa zamanda çözülebilmesinde en etkili yol olması sebebi ile işbirliğine açık olmak her zaman fayda getirecektir.

*Bir diğer önemli konu da ödev zamanıdır. Çocuğumuz eve gelir gelmez ödeve oturtulmamalı, önce dinlenmesine izin verilmelidir. İlk günlerde çocuğumuz, dersler konusunda çabuk sıkılıp sık sık ara verme ihtiyacı hissedebilir. Hatta ağlama, inatlaşma gibi davranışlar sergileyebilir. Yorulduğunda mola vermesine izin vermeli, ceza vermek yerine istenen davranışların pekiştirilmesi yoluna gidebiliriz.


*Çocuğumuz eve geldiğinde “‘arkadaşım beni oyuna almıyor, hiç kimse benimle oynamadı”’ sorusunun karşısında ne yapmalıyım? Öncelikle çocuğumuzu sonuna kadar dinleyerek onun hissettiklerini anlamaya çalışmalıyız. Üzüldü mü kızdı mı çaresiz mi hissetti, duygusunu anlamalıyız. Daha sonrasında , ‘hiç kimse benimle oynamadı’ ifadesi yerine, sınıftaki öğrenci isimlerini tek tek sorabiliriz. Aslı da mı seninle oynamadı,  Ege de mi seninle oynamadı, söylediğin kadarıyla Ayşe biraz oynamış baksana, bunu yaptığınızda göreceksiniz ki aslında çocuğunuzun oynamak istediği 2-3 arkadaşı onunla oynamamıştır, diğerlerini de kendisi tercih etmemiştir. Anlatım dilini düzenledikten sonra (oynamak istediğin bazı arkadaşların seni oyuna almamış ) şu soruyu çocuğumuza sormalıyız? “Böyle şeyler arkadaşlar arasında yaşanabilir. Çözüm için planın nedir?/Ne yapmayı düşünüyorsun?” Burada önemli olan çocuğumuza uygun çözüm yöntemlerini kendisinin bulmasına yardımcı olabilmektir.

*Şefkat ve sabır ile yaklaşmak,  aşırı kaygı duyan çocuklarda rahatlama sağlayabilir. Kaygı yaşayan pek çok çocuk “karnım ağrıyor, midem bulanıyor” gibi şikâyetlerle okula gitmek istemez ya da ağlayarak direnç gösterebilir. “Ağlama, üzülme” demek yerine duygularını anlamaya çalışmak “Şu an endişe duyuyorsun ama geçecek” diyerek destek olmak daha doğru olacaktır.


Çocuklarımız okulda yaşadıklarını abartılı bulup sizlere yansıtabilirler. Bu gibi durumlarda sakin olup öğretmenleriyle ve/veya PDR birimiyle iletişime geçebilirsiniz. Bizler  Girne Koleji Rehberlik ve Psikolojik Danışma Servisi olarak ihtiyaç duyduğunuz tüm anlarda sizlere destek olacağımızı belirtir, güzel bir eğitim öğretim yılı dileriz.

Bahar Demirezen
Psikolojik Danışmanık ve Rehberlik Servisi