İLKOKULDA YABANCI DİL EĞİTİMİ

İLKOKULDA YABANCI DİL EĞİTİMİ

05 Mayıs 2023 Cuma

İlkokulda yabancı dil eğitimi, öğrencilere yabancı dilleri daha erken yaşta öğrenme fırsatı sunar ve bu da dil öğrenme sürecinde daha başarılı olmalarına yardımcı olur. Yabancı dil öğrenmek, kültürler arası anlayışı geliştirmeye, zihinsel esnekliği artırmaya ve gelecekteki kariyer fırsatlarını genişletmeye yardımcı olur.

Çekmeköy Girne Koleji ilkokulunda yabancı dil eğitimi Almanca ve İngilizce dilleriyle başlar. Almanca, özellikle Avrupa'da iş fırsatları için önemlidir. Almanya, Avusturya ve İsviçre gibi ülkelerde çalışma veya öğrenim için Almanca bilmek gerekebilir. Ayrıca; Almanca bilim, teknoloji ve mühendislik gibi alanlarda da önemlidir.

İngilizce ise dünya genelinde en yaygın kullanılan dillerdendir ve uluslararası iş dünyasında, turizm sektöründe ve uluslararası ilişkilerde büyük bir rol oynar. İngilizce öğrenmek, kültürler arası etkileşimi artırmaya ve iletişimi kolaylaştırmaya yardımcı olur.

İlkokulda yabancı dil eğitimi, öğrencilere temel kelime ve cümle yapıları, okuma ve yazma becerileri gibi konuları kapsar. Öğrencilere dil öğrenme sürecinde kullanabilecekleri temel dilbilgisi, kelime dağarcığı ve konuşma becerileri gibi konularda da yardımcı olunur.

İlkokulda Almanca – İngilizce Haftalık Ders Saatlerimiz:

İlkokul Haftalık Yabancı Dil Ders Saatleri Almanca İngilizce
1.Sınıf 8 Saat 6 Saat
2.Sınıf 8 Saat 7 Saat
3.Sınıf 8 Saat 7 Saat
4.Sınıf 8 Saat 7 Saat

İKİ YABANCI DİL ÖĞRENMENİN ÖNEMİ

İletişimin temel amacı, insanların birbirini anlamasıdır. Bu, aynı dili konuşan insanlar arasında kendiliğinden gerçekleşirken farklı dilleri konuşanlar arasındaki iletişim birbirlerinin dilini öğrenmeleriyle mümkündür. Yabancı dil öğrenmek bu durumda bir ayrıcalık değil, gerekliliktir.

Gremmo ve Riley’e (1997) göre öğrenci, en iyi öğrenmeyi dil öğrenirken gerçekleştirir. Öğrencinin dilsel performansını ve öğrenme kapasitesini artırmaya yönelik çalışmalara özel bir zaman ayrılmalıdır. Öğrencilerin gelişimini hedefleyen bir yabancı dil öğretim programının amacı, öğrencilerin “iyi öğrenen” birey olmalarını sağlamaktan ziyade, dil öğretiminin etkili bir şekilde gerçekleşebilmesi için onların zayıf ve güçlü yönlerinin bilincine varmalarını sağlamaktır.

Dil eğitimi; insan beyninin en esnek, algılamanın en güçlü olduğu, dilin en etkin şekilde öğrenilebildiği çocukluk yaşlarında başlamalıdır. Bu süreç içerisinde öğrenilen yabancı dillerin ana dil seviyesine yaklaştığı kanıtlanmıştır.

Çocuklar ana dillerini öğrenirken önce duyar, sonra tekrar eder ve daha sonra konuşurlar. Yabancı dil öğrenirken de temel kurallar ana dildeki kuralların işleyişi gibidir. Yabancı dil, küçük yaşlarda bir oyun gibi başlayıp eğlenceli bir ortamda öğretilmelidir.

Konu bazlı çizme ve boyama aktiviteleriyle, şarkılarla, interaktif hikâyelerle, münazaralarla ve Erasmus+ gibi kültürel değişim projeleriyle öğrenciler kültürlerarası iletişim kurmayı öğrenir, sunum becerileri kazanır ve bunları asla unutmaz.

Okul olarak her yaşa uygun aktivitelerle giderek artan bir dil birikimi sağlanması ve öğrencilerin bu birikimi yansıtacakları, seviyelerine uygun sunumlar, verilen metinle ilgili soru yazma, boşluk doldurma, anahtar kavramları çıkarma, metindeki sözcükleri gramerde işlenen konuya göre gruplandırma, metnin yapısını karmaşıklaştırarak öğrencilerin anlamlı metinler oluşturmalarını sağlama, yaratıcı yazma çalışmaları yapma (metin tamamlama, kavramlardan metin oluşturma, bir resim üzerinden hikâye yazma, şiir yazma, tekerleme oluşturma), yazı yazmayı oyunlaştırma, öğrencilerle hayali metin oluşturarak onların kendi yazdıklarını denetleme imkânı sağlama, okuma-anlama-yazma-dinleme çalışmalarının yanında en zor başarılan konuşma çalışması içinde günlük yazma ve yazdığını anlatma gibi çalışmalarla şu anki ve gelecekteki ihtiyaçlarını karşılamak için dil tasarımının adım adım hazırlanması gerektiğine inanıyoruz.

Özellikle iki dilin birlikte öğrenilmesi, çeşitli tekniklerin paralellik göstermesi açısından dil öğrenimini kolaylaştırır ve gelecekte de bize başarının kapısını açan anahtar olur.

İki yabancı dil bilmek;

  • Beynin kapasitesini arttırır. Hücrelerin yeni sinaptik bağlantılar kurmasını ve beyindeki veri akış ağının güçlenmesini sağlar.
  • Yaratıcılığı geliştirir, yaratıcı düşünme becerilerin gelişmesinde yardımcı olur.
  • Farklı kültürler ve mevkilerde insanlarla tanışarak global ilişkiler geliştirilir.
  • Kültürel farkındalık sağlar.
  • Akademik kariyere katkı sağlar, farklı dillerde yapılan araştırmalara erişim sağlar.
  • Ürün geliştirmek, müşteri ilişkileri, tesis kurmak vs nedenlerden başka bir ülkeye seyahatte öncelik sağlar, istidamda kalıcılık sağlar.
  • Ana dili geliştirirken, diğer dilleri daha kolay öğrenmenin yolunu açar.

 

Zwei Fremdsprachen – in der heutigen Wirtschaftswelt unerlässlich

Warum ist frühes Fremdsprachenlernen so wichtig?

  • Die Kapazität des Gehirns wird erhöht, die Zellen werden durch synaptische Bindungen verstärkt
  • Die Kreativität wird gefördert, kreatives Denken erhöht sich
  • Durch das Kennenlernen verschiedener Kulturen und Menschen werden globale Beziehungen viel leichter möglich
  • Das Erlernen von Fremdsprachen schon im Kleinkindalter fördert auch die Muttersprache
  • Deutsch ist in Europa und auf der ganzen Welt unter den 10 Sprachen, die am meisten gesprochen werden, und Deutsch steht an zweiter Stelle als Wissenschaftssprache.
  • Deutsch ist die Sprache von Goethe, Kafka, Mozart, Bach und Beethoven. Es ist ein Privileg, sie in ihrer Muttersprache kennen zu lernen und zu erforschen.
Anahtar Kelimeler:

İlkokul, özel okul, kolej, Çekmeköy ilkokul, Çekmeköy özel okul, Çekmeköy kolej